Ebû Saîd el-Hudrî rivayeti

Prof. Dr. Yavuz Köktaş 2022-06-14

Ebû Saîd el-Hudrî rivayeti
-

Muhammed b. Abdullah → Abdullah b. Ömer b. Ebân → Amr b. Kāsım b. Habîb → İbn Ebû Leylâ → Atiyye el-Avfî → Ebû Saîd el-Hudrî → Hz. Peygamber.76 Senedde adı geçen Amr b. Kāsım zayıf olarak kabul edilmiştir.77 Atiyye elAvfî ise Yahyâ b. Maîn’e göre “sâlih”, Ebû Zür‘a’ya göre “leyyin”dir. Bununla birlikte Nesâî onun zayıf olduğunu, Ebû Hâtim ise zayıf olmakla birlikte hadisinin i‘tibar için yazılabileceğini ifade etmiştir.78 İbn Hacer’e göre Atiyye sadûktur, ancak sıkça hata yapar ve müdellistir.79 Bu haliyle hadis zayıftır. Hatta Atiyye’nin müdellis olduğu ve ayrıca rivayeti de an‘ane ile naklettiği düşünülürse, hadisin zayıflığının daha da arttığını söylemek mümkündür. Ayrıca “Ümmetim içinde iki sınıf vardır ki İslâm’dan nasipleri yoktur: Kaderiyye ve Mürcie” hadisinin İbn Ömer tarafından mevkuf olarak nakledildiğini vurgulamamız gerekmektedir. Ebû Ubeyd (ö. 224/838) bu rivayeti Kitâbü’l-Îmân adlı eserinde Ali b. Hüseyin → İbn Ebû Leylâ → Nâfi‘ tarikiyle İbn Ömer’den nakletmiştir.80 Bu durum da mezkûr hadisi hayli şüpheli hale sokmaktadır. III. “Ehl-i kader ile oturmayın, onlarla tartışmaya girişmeyin.” Bu hadiste her ne kadar Kaderiyye lafzı açık bir şekilde geçmiyorsa da ehl-i kader ile Kaderiyye, Sünnî ile Ehl-i sünnet’in aynı olması gibi aynı anlama gelmektedir. Hz. Ömer’den nakledilmiş olan bu rivayet çeşitli hadis kitaplarında aynı tarikle yer almaktadır. Şöyle ki: Ebû Abdurrahman → Saîd b. Ebû Eyyûb → Atâ b. Dînâr → Hakîm b. Şerîk el-Hüzelî → Yahyâ b. Meymûn → Rebîa el-Cüreşî → Ebû Hüreyre → Hz. Ömer → Hz. Peygamber.81 Hadis aynı tarikten Buhârî’nin et-Târîhu’l-kebîr’i ile Ebû Dâvûd, İbn Hibbân ve Hâkim’in eserlerinde yer almıştır.82 Bu tarikte adı geçen Hakîm b. Şerîk tenkit edilmiştir. Zehebî onu Mîzânü’l-i‘tidâl adlı eserine almış, ancak hakkında herhangi bir değerlendirme nakletmemiştir.83 İbn Hacer Tehzîbü’tTehzîb adlı eserinde, “Zehebî’nin kitabında Ebû Hâtim’in ona mechûl dediğini okudum” derken84 Takrîbü’t-Tehzîb’de onun “mechûl” olduğunu ifade etmektedir.85 İbn Hibbân ise aynı râviyi Kitâbü’s-Sikāt adlı eserinde zikretmiştir.86 IV. “Ümmetim içinde yere batırma ve sûretin tebdili veya başlarına taş yağdırma ehl-i kaderin başına gelecektir.” İbn Ömer tarafından rivayet edilen bu hadisin tarikleri şöyledir. a. Muhammed b. Beşşâr → Ebû Âsım → Hayve b. Şüreyh → Ebû Sahr Humeyd b. Ziyâd → Nâfi‘ → İbn Ömer → Hz. Peygamber.87 b. Kuteybe b. Saîd → Rişdîn b. Sa‘d → Ebû Sahr → Nâfi‘ → İbn Ömer → Hz. Peygamber.88 Her iki senedin ortak râvisi olan Ebû Sahr hakkında Ahmed b. Hanbel “onda bir beis yoktur”, Yahyâ b. Maîn bir rivayette “ onda bir beis yoktur”, bir başkasında da “zayıf” ifadesini kullanır.89 Nesâî Ebû Sahr’ın kuvvetli olmadığını belirtir.90 İbn Adiyy’e göre ise bu râvi “sâlihü’l-hadîs”tir. Ancak iki hadisi münker olup bunlardan biri Kaderiyye ile ilgili bu hadistir.91 Ayrıca ikinci tarik Rişdîn b. Sa‘d’dan dolayı zayıftır. Zira Rişdîn hakkında “Yahyâ b. Maîn “leyse bi-şey’”, Ebû Zür‘a “zayıf” ve Cûzcânî “indehû menâkiru kesîre” ifadesini kullanmış, Zehebî de “sâlih, âbid bir zattır, seyyiü’l-hıfz olup itimat edilecek biri değildir” diyerek kendi görüşünü belirtmiştir.92 Ebû Sahr tarafından nakledilen bu hadisin metni gerçekten dikkat çekici özelliklere sahiptir. Aynı râvi tarafından nakledilen bu hadis metni açısından önemli farklılıkları içermektedir. Bu farklılıklar şöyledir: a. Bu hadis Ebû Sahr → Nafi‘ → İbn Ömer → Hz. Peygamber kanalıyla “Ümmetim içinde kaderi yalanlayanlar olacak” şeklinde nakledilmiştir.93 b. Yine aynı yolla “Ümmetim içinde sûret tebdili olayı olacaktır. Dikkat edin, bu kaderi yalanlayanlar ve zındıklar hakkındadır” şeklinde bir rivayet nakledilmiştir.94 c. Bunlardan daha önemlisi ehl-i kaderle ilgili bölümün İbn Ömer’in sözü olmasıdır. Aynı kanalla nakledilen bu rivayette Hz. Peygamber “Bu ümmet içinde sûret tebdili, yere batırma ve başa taş yağdırma hadiseleri olacaktır” buyurduktan sonra İbn Ömer bunu “bunlar ehl-i kader hakkındadır” şeklinde yorumlamıştır.95 Bu durumlar Ebû Sahr hadisini oldukça müşkil duruma sokmaktadır. Yukarıdaki rivayetlerden sûret tebdili ve diğer olayların ehl-i kaderin başına geleceğine dair hadislerin aslında İbn Ömer’in sözü olduğu anlaşılmaktadır. İbn Ömer’in bu sözü şu veya bu sebeple Hz. Peygamber’e ref‘ edilmiştir. Yine sûret değiştirme ve diğer olaylarla ilgili mezkûr hadis “ehl-i kader veya kaderi yalanlayanlar” ifadesi olmaksızın, İbn Ömer de dahil başka sahâbîlerden nakledilmiştir. Hatta ilginçtir, bu sahâbîlerin naklettiği rivayetlerde “bu ümmet içinde” ifadesi değil, “kıyamet saatinde” veya “ümmetimin sonunda” ifadeleri geçmektedir.96 Bu da hadiseyi belirli bir kesimle ilgili olmaktan çıkarıp, onu zaten olağanüstü gelişmelerin yaşanacağı kıyamet ortamına bağlamaktadır. Buradan yola çıkarak sûret tebdili ve diğer olaylara dair hadisin ehl-i kaderle ilgili olmadığı, bunun İbn Ömer’in sözü olduğu, aslında sûret tebdili ve diğer olayların kıyamet saatinde gerçekleşeceği sonucuna varmak mümkündür. Ayrıca bu hadisin metninde tenkide açık başka bir nokta daha vardır. Bu da metnin vâkıaya aykırı olmasıdır. Yere batma, sûret değiştirme veya başa taş yağma olaylarının Kaderiyye ile ilgili olduğuna dair herhangi bir rivayet bulunmamaktadır. Zira Kaderiyye’nin başına böyle bir şey gelseydi muhakkak nakledilirdi. V. “Ümmetimden iki sınıf vardır ki havz-ı kevserime gelemeyecek ve cennete giremeyeceklerdir: Kaderiyye ve Mürcie.” Bu hadis Enes b. Mâlik ve Ebû Leylâ el-Ensarî’den rivayet edilmiştir.

Anahtar Kelimeler :

Paylaş


Yorum Sayısı : 0